Yeşilin maviyle buluştuğu, M.Ö. 20.yy.a kadar giden tarihi geçmişiyle, ülke ekonomisine büyük katkısı olan Türkiye'de dalında tek fabrikasıyla Karadenizin şirin bir ilçesidir Kdz.Ereğli. Ereğli'mizin Türkiye'deki önemi sadece Ereğli Demir Çelik Fabrikasıyla sınırlı kalmamaktadır. Artık yok olmak üzere olan Osmanlı Çileği de Ereğlimizin simgeleri arasındadır.
Kdz.Ereğli, tarihsel kökleri M.Ö. 2000'li yıllara uzanan çok eski bir
kenttir. Bir uygarlık beşiğidir. Elimizdeki tarihsel veriler, ilçemizin İon'lardan
Türk egemenliğine kadar çok sayıda Anadolu Uygarlığını barındırdığını, bu
şekilde bir uygarlık mozayiği oluşturduğunu gösteriyor.
Biliniyor ki; Ereğli bu özelliğini veya şansını Batı Karadeniz'deki
belli-başlı iki doğal limandan birisine sahip olmasına borçludur.
Ancak tarihsel veriler kıyı ticaretinin Ereğli'yi, hakettiği
gelişmişlik düzeyine ulaştırmakta yetersiz kaldığını gösteriyor. Bunun nedeni,
Ereğli'yi bir liman kenti olarak üretken iç kesimlere bağlayan yeterli
karayollarının olmamasıdır. Ereğli kısaca bir hinterlanta sahip olamamıştır.
1334(1918) tarihli Müstakil Bolu Sancağı Salname-i Resmiyesinde de bu
gerçek vurgulanmakta; Ereğli'nin önemli çapta bir ticari hareketliliğine
kavuşamaması, iç kesimlerle irtibatının olmayaşına bağlanmaktadır.
Ereğli'yi geliştiren, 1848 yılında işletmeye açılan Taşkömürü
madeni ile 1965 yılında işletmeye açılan Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları
(Erdemir) olmuştur.
1848 yılında sınai kentleşme sürecine giren ilçemiz, coğrafi
yapısının da elverişli olması nedeniyle, giderek Batı Karadeniz'in ağır sanayi
merkezlerinden birisi haline gelmiştir.
3 Eylül tarihinden itibaren bu sayfayı ziyaret eden . kişisiniz
24 Eylül tarihinde güncellenmiştir.
Görüş, öneri ve sorularınız için mektuplarınızı bekliyorum.