BAKIM
FİLOZOFİSİ, TARİHSEL GELİŞİMİ VE BAKIM MÜHENDİSLİĞİ
1.
BAKIMIN
TANIMI
WATOG‘da (World
Airlines Technical Operations Glossary) bakımın tanımı şöyle verilmektedir :
Bakım
: Bir item’ı restore etmek veya
çalışabilir durumda tutabilmek için; servis, tamir, modifikasyon, revizyon,
inspection ve durum tespiti yapmak gibi işlerden oluşan faaliyetlerdir. |
Bakım
kavramı uçak bazında ele alınırsa; bir uçak bir işleticiye teslim edildiğinde,
temel uçuşa elverişlilik ve emniyet kurallarını karşılar şekilde dizayn edilmiş
ve sertifikalandırılmış durumdadır.
Bakımın
temel amacı, teslim sonrasında da uçağın performans ve güvenilirliğini
belirtilen dizayn limitleri içinde tutmaktır. |
Bunun için uygun bir bakım programının tesis edilmesi ve uygulanması kurallar gereği zorunludur. Bakım programı, yolcuları bir noktadan başka bir noktaya belirli bir konfor ve güvenilirlik (reliability) seviyesinde taşımak amacıyla dizayn edilen bir uçağın, sürekli olarak uçuşa elverişli (airworthy) şartlarda tutulabilmesini sağlayacak, uçak yapısı (airframe), sistemleri, komponentleri, motorları ile ilgili olarak takip edilmesi gereken programdır.
Bakım programlarının oluşturulmasında ve sürekli olarak geliştirilmesinde :
·
otoriteler (regulatory authorities),
·
uçak imalatçısı (a/c manufacturer) ve uçak üzerinde bulunan
komponentlerin imalatçıları,
·
uçak işleticileri (a/c customer / operator)
söz
sahibidir ve sorumludur.
Uçağın
uçuşa elverişli şartlara sahip olması ve bu şartları devam ettirebilmesi biraz
önce açıklanan bu üç grubun gerçekleştirdiği çalışmaların bir sonucudur.
Kısaca bu gruplardan bahsedelim :
à
Otoriteler
(regulatory authorities), takip edilmesi gereken talimat ve
prosedürleri hazırlayan kurumlardır. Mevcut regülasyonlar doğrultusunda
hazırlanan bu talimat ve prosedürlerin tatbikini de devamlı olarak izleyerek,
bunların uygulanmasında bir kontrol mekanizması oluştururlar.
Havacılık regülasyonları yolcu uçağı kategorisiyle ilgili kurallardan başka, bakım istasyonları (repair station), bakım personeliyle ilgili eğitimler, havacılıkta kullanılacak parçaların sertifikasyonuna kadar çok geniş bir alanda düzenlemeleri ihtiva etmektedir. Bu konularla ilgili talimatları, prosedürleri, kısıtlamaları içermektedir. Fakat regülasyonların şu andaki bizim konumuz açısından önemi, bakım programıyla ilgili bir dokümanın hazırlanarak, otoriteler tarafından onaylanmasını sağlayan yaptırımlar getirmesidir.
à Uçak imalatçıları, uçak tipi sertifikasyonundan ve tek başına ürün sertifikasyonundan, dizayn tanımlamalarından ve ilk MSG-3 analiz taslaklarından tamamen sorumludur.
à Uçak işleticisi ise kabul edilebilecek bir seviyede uçak ve sistemlerinin bakımını gerçekleştirmekle veya gerçekleştirilmesini sağlamakla mükelleftir.
2.
TARİHSEL
GELİŞİMİ
a)
Bakım
Konseptlerinin Gelişimi :
Havacılığın
ilk zamanlarında, bakım programları mekanikler tarafından oluşturuluyordu. Ve
bu kişiler de, bakım için kendilerine gerekli olan bilgileri tamamen daha
önceki tecrübelerinden elde ediyorlardı. O zamanlarda uçuş sırasında ortaya
çıkması muhtemel bir failure’ı (arızayı), bakımlarda bu konu ile ilgili
önleyici bir işlem yaparak ortadan kaldırmak zihniyeti ve dolayısıyla bu amaca
yönelik geliştirilmiş planlı bir bakım yaklaşımı yoktu. Daha doğru bir deyişle,
safety konsepti (emniyet kavramı) o zamanlar tam gelişmemişti. Bakım
programları hiç bir analitik temellere dayanmayan ve tamamen mekaniklerin
insiyatifi doğrultusunda geliştirilmiş programlardı. Bütün bunlar 1950’li
yıllardan daha önceki yıllarda olan olaylar. O yıllarda emniyet kavramının tam
gelişmemesinin temel nedenleri arasında, havacılığın tam gelişmemiş olması,
daha ziyade askeri uçakların gündemde olması, yolcu taşımacılığına yönelik
fazla havayolu şirketinin bulunmamasını sayabiliriz.
Daha
sonraları, çeşitli havayolu şirketlerinin kurulması ve yolcu taşımacılığına
yönelik airline sayısının giderek artması, beraberinde büyük bir yolcu
potansiyelini ve dolayısıyla rekabeti getirdi. Bunun da doğal sonucu olarak
uçuşların da emniyetli olması önem kazanmaya başladı. Ve uçuş emniyetini
artıracak yeni regulation’lara ihtiyaç duyulmaya başlandı. Özellikle 1950’li
yıllarda Boeing 707, DC-8 gibi jet uçaklarının devreye girmesiyle, safety ve
reliability konusu çok büyük önem kazanmaya başladı. Bundan böyle maintenance
programların mekanikler tarafından oluşturulması devri kapandı ve uçak
üreticisi firma (aircraft manufacturer), bakım programının oluşturulmasında en
önemli kaynak haline geldi.
Jet
uçaklarının devreye girmesiyle, safety ve reliability konularının önem
kazandığı bu yıllarda şöyle bir anlayış gelişiyor :
Madem
söz konusu olan emniyet ve güvenilirlik (safety & reliability), her
komponenti verilen belli bir zamanda overhaul yaparak bu sağlanabilir. Yani her
komponenti belirli bir süre sonunda overhaul yapma konsepti ortaya çıkıyor.
Yine o zamanlar şöyle bir anlayış mevcut; ne kadar çok parça, komponent vs…
değiştirirsek veya overhaul yaparsak, uçak o derece daha emniyetli (safe), daha
güvenilir (reliable) olur mantığı var. Bu zamanlardaki bu bakım konseptinin adı
: “Hardtime”. Yani bir parça
için daha önceden belirli olan ömür sona erdiğinde, parçanın değiştirilmesi. Ne
kadar çok parça değiştirilirse uçağın o kadar emniyetli olacağı düşünülüyor. Ve
o zamanlarda sadece “hardtime” bakım konsepti mevcut. Bütün uçak parçaları ve
komponentleri, hardtime konseptine göre belirli bir ömür sonunda değiştiriliyor
veya overhaul yapılıyor.
Hardtime
: Bir parça için daha önceden belirli olan
ömür sona erdiğinde, parçanın değiştirilmesi. |
Belirli
bir süre sonra, FAA’in de gözlemlediği gibi aşırı bakım yapmak, uçakların
safety ve reliability’sini belirli bir noktadan sonra çok fazla yükseltmiyor.
Hatta aşırı bakım yapılmasına rağmen, çok sık uçuş sırasında oluşan
failure’larla karşılaşılıyor. Yine in flight shut down’lar var, bunların önüne
geçilemiyor. Aşırı safety kurallar koymanın, overhaul’ler yapmanın
reliability’yi yükseltmediği görülüyor. Bu da yeni bir bakım anlayışına bizi
götürüyor : “On-condition”.
On-condition bakım kavramının kısaca tanımını şu şekilde yapabiliriz: Overhaul
ya da tahribatlı bir inspection yapmadan, çeşitli ölçüm ve testler yaparak,
herhangi bir komponentin uçuşa elverişlilik bakımından devamlı bir kontrolunun
yapılması. Bu bakım kavramında şu soruyu sormak gerekiyor : “Overhaul yapmadan
bazı şeyleri fark edip, belirli parametreler alarak, inceleyerek overhaul
süresini uzatabilir miyiz ? Ötelenebilir mi ? On-condition bakım kavramında,
herhangi bir item’ın tatminkar çalışma şartlarında olduğunu ve bu şartları bir
sonraki planlı test, inspection ve ölçümlere kadar sürdürebileceğini
belirleyebilecek planlı inspection’lar, testler ve ölçümler yaptırılıp, item
sürekli kontrol altında tutuluyor. On-condition check’leri belli zaman
sınırlamaları, intervaller içinde yapılıyor. İncelenen item’ların
performanslarıyla ilgili toleranslar, fonksiyon limitleri, aşınma limitleri vs…
maintenance manual’lerde mevcut. Eğer yapılan kontrol herhangi bir item’ın
şartları ve failure’a olan mukavemeti açısından yeterli derecede bir güven telkin
ediyorsa ve bir sonraki check intervali esnasınca, uçuşa elverişlilik açısından
olumlu veriler gösteriyorsa, item “on-condition” olarak kategorize edilir.
On-condition : Overhaul ya
da tahribatlı bir inspection yapmadan, çeşitli ölçüm ve testler yaparak,
herhangi bir komponentin uçuşa elverişlilik bakımından devamlı bir
kontrolunun yapılması. |
İlk
olarak 1968’de FAA, Boeing ve airline komiteleri, mümkün olabilecek en düşük
cost ile maksimum safety ve reliability sağlayabilecek planlı bir bakım programının
geliştirilebilmesi için bir lojik diyagramı oluşturuyorlar. Ve bu lojik ilk
defa 1968 yılında Boeing 747’de kullanılıyor. Böylece Boeing 747’de planlı bir
bakım programı geliştiriliyor. Bu programda “overhaul” ve “on-condition”
konseptleri kullanılıyor.
İki
sene kadar sonra 1970 yılında, ATA komitesi bunu sadece B-747 uçağına değil de,
bütün uçaklara uygulanacak şekilde evrensel hale getiriyor. Bu gelişme yeni bir
bakım kavramı daha gündeme geliyor : “Condition-monitoring”.
Bu bakım konseptinde, hiçbir schedule yapmadan, parça arıza yapana kadar
gidiliyor. Arızanın meydana gelmesine fırsat veriliyor. Ve bu sayede data
toplanıp, feedback yapılıyor. Planlı bakım taskları yok. Herhangi bir item, bir
fonksiyonel failure olana kadar servisde kalıyor ve güvenirliliği analizler ve
gözlem programları tarafından inceleniyor. Condition-monitoring konsepti, çok
fazla feedback olmadığı için az kullanılan bir bakım konsepti.
Condition-monitoring
: Herhangi bir item’ın, bir fonksiyonel arıza
olana kadar servisde bırakılıp, arıza yapmasına fırsat verildiği ve bu sayede
data toplanıp feedback yapıldığı bir bakım prosesi. |
1972’lerde Airbus özellikle piyasaya çıkıyor. A-300’ün çıkış
yılları. Aynı bakım konseptlerini onlar da benimsiyorlar. Yani Amerika’dan
Avrupa’ya bir etkileşim oluyor. Daha doğru bir deyişle, Association of European
Airlines bu bakım konseptlerini daha da geliştirerek, bazı ilave katkılarla
iyileştirip, benimsiyor ve ilk olarak A-300 ve Concorde uçaklarına uyguluyor.
b)
Bakım
Programı :
Uçak
tip sertifikasının yeni alınmış olduğu anda, uçağı en iyi bilen imalatçının
kendisidir. İmal edilen uçaklar işleticilere teslim edilmeye başlandıktan
sonra, işleticilerin uçak hakkındaki bilgisi ve tecrübesi giderek artar. Ancak
yeni bir uçak tipinin ilk defa servise girmesi durumunda imalatçı, başlangıç
bakım programını tesis ederek işleticilere vermek yükümlülüğündedir. Bu bakım
programı MRBR (Maintenance Review Board Report) olarak adlandırılır.
MRBR,
herhangi bir uçak tipinin, komponentlerinin, sistemlerinin, motorlarının ve
airframe’inin, sürekli olarak uçuşa elverişli şartlarda tutulmasını sağlayan
onaylanmış bir bakım programının geliştirilmesinde kullanılacak, bu bakım
programına temel teşkil edecek ilk minimum bakım/kontrol gerekliliklerini
içermektedir.
Başlangıç
bakım programının imalatçı tarafından tesis edilmesi, uçak tip sertifikası
onayı için gerekli bir şarttır. Bu oluşturulan başlangıç bakım programı,
imalatçı ülkenin sivil havacılık bakım otoritesi tarafından onaylanır.
Başlangıçta bütün işleticiler için aynı olan bu bakım programı, daha sonra
işleticilerin kendi tecrübelerinden kaynaklanan farklılıklar içermeye başlar.
Yani bu başlangıç bakım programları işleticiler tarafından kendi tecrübelerine
göre revize edilirler ve kendi yerel sivil havacılık otoritesine onaylatılarak
kullanılır.
Başlangıç
Bakım Programı, MRB Report’dur. MRB Report, operasyon için minimum bakım
gereklerini içerir ve imalatçı ülkenin sivil havacılık otoritesi tarafından
onaylanır. Diğer ülkelerin sivil havacılık otoriteleri de eğer varsa bazı kendi
ulusal gereklerini de katarak, bu MRB Report’un kendi ülkesindeki işleticiler
tarafından sözkonusu uçak tipi için “başlangıç bakım programı” olarak
kullanılabileceğini kabul ettiğini anons eder. İmalatçı ise, MRB Report’un
tümünü içeren ve buna ilaveten kendi bakım tavsiyelerinin de bulunduğu MPD’yi
yayınlar. İşletici de bütün bunları kullanarak “havayolu bakım programı” nı
hazırlar, yerel otoritesine onaylatır ve uygulamaya koyar. Bunun sorumluluğu
işleticidedir. İşletici bu bakım programını “reliability monitoring program”
ile yakından takip ederek, gerektiğinde zaman içinde revize eder.
Bakım
programları uçak dizaynının başlangıç safhalarından itibaren geliştirilmeye
başlanır ve tatmin edici bulunmayan hususlar, dizaynda yaptırılan
değişikliklerle daha başlangıç safhalarında giderilir.
MRBR
uçağın bütün operatorleri tarafından başlangıçta uygulanması gereken tasklarla,
bunların intervallerini ihtiva ediyor. Daha sonra bazı tasklar veya
intervaller, operator’lerin service experience’larından elde ettiği neticeler
doğrultusunda kendi sivil havacılık teşkilatlarının onayı ile
değiştirilebiliyor.
Bu
noktada biraz daha açıklama yapmak gerekirse : Bir operator işletmekte olduğu
bir uçak ile ilgili bütün sistemleri, komponentleri, motorları ve uçak yapısını
uçuşa elverişli (airworthy) şartlarda tutmakla yükümlüdür. Bu konu ile ilgili
regülasyonlar airworthy olamayan bir uçağın uçmasına kesinlikle izin vermeyecek
kadar açık ve toleranssızdır. Airworthy olmayan bir uçağın, uçuşa elverişlilik
sertifikası (Airworthiness Certificate) iptal edilerek, uçuşa elverişli
şartları tekrar haiz oluncaya kadar uçuşuna izin verilmez.
Operator
işletmeyi planladığı uçak tipi ile ilgili olarak, o uçak tipinin devamlı olarak
uçuşa elverişli şartlarda kalmasını sağlayacak bir bakım programına sahip olmak
zorundadır. Henüz o uçak tipini hiç tanımayan, sistemleri, komponentleri vs…ile
ilgili olarak yeterli bakım tecrübesine sahip olamayan bir operator için, o
uçak tipiyle ilgili ilk bakım programını geliştirmesinde MRBR, operator’e bir
referans teşkil eder. Buradan yola çıkarak operator, zaman içinde bu uçak
tipiyle ilgili edindiği kendi tecrübelerini, reliability çalışmalarını, çevre
şartlarını vb… gibi parametreleri de göz önüne alarak, kendisine özgü, kendi ülkesinin
sivil havacılık otoritelerince onaylanan, havacılıkta mevcut regülasyonlar ve
izlenmesi gereken talimatlarla uyum içinde olan bir Bakım Programı hazırlar.
Özet
olarak MRBR’in amacı, o uçak tipiyle ilgili hiç bir tecrübesi olmayan
operatorün kendi bakım programını geliştirmesine olanak verecek ve bu programı
geliştirirken ilk olarak uyması gereken minimum bakım/kontrol gerekliliklerini
belirleyen bir referans teşkil etmek böylece operatore destek vermektir.
Her
operator’ün MRB Report’u kendisine temel alarak kendi bakım programını
geliştirmesi ve bu bakım programı için kendi sivil havacılık otoritesinden onay
alması gerekmektedir. Dolayısıyla MRB Report yapılması gereken minimum planlı
bakım tasklarını ihtiva eder. Uçağı airworthy şartlarda tutabilmek için
yapılması gereken asgari gereklilikler nedir, bunları belirler. Bu nedenden
dolayı MRB Report komple bir bakım programı için gerekli olan bütün taskları
normal olarak ihtiva etmez. MRB Report belirli aralıklarla revize edilir.
MRB
Report’un hedefi aşağıdaki amaçları gerçekleştirebilecek bir bakım programı
oluşturmaktır :
·
Uçak emniyetini ve işletme ekonomisini sağlamak,
·
Uçak emniyetini ve reliability’sini etkileyecek herhangi bir
olumsuzluğu minimize etmek,
·
Önleyici bakımlar ile uçakta oluşabilecek arızaları
(failure) önlemek,
·
Bakım giderlerini (cost) minimize etmek.
3)
BİR
UÇAĞIN BAKIM YAPILABİLİRLİK ÖZELLİĞİ VE BUNUN ÖNEMİ
Uçağın bakımının yapılabilirliği (maintainability) hususu önemli bir dizayn parametresidir.
Bir uçağın ömrü boyunca onun emniyetini sağlayabilecek ekonomik bir bakım oluşturma / yaratma faaliyetleri uçağın imalinden çok öncesinden daha uçağın geliştirme safhaları sırasında, uçağın imalatçısının bakım mühendisliği tarafından başlatılır.
Bu
nedenle bakım mühendisliği çalışmaları, uçağın dizayn safhasından başlar ve
kullanımda kalan en son uçağın servisten çekildiği zamana kadar devam eder.
Bakım
mühendisleri uçak projesinin tüm safhalarında dizayn mühendisleri ile yakın bir
birliktelik içinde çalışarak, uçağın optimal bir bakım özelliğine sahip
olmasını temin ederler.
Bir
sivil uçak, normal olarak bir işletici tarafından kar yapmak amacıyla satın
alınır. Bu nedenle yeni bir uçağın satış başarısı, esasen, uçağın kar
yaptırabilme yeteneğine bağlıdır.
Bu
durumda uçak imalatçısının hedefi, işleticisine en fazla kar yaptırabilme
kabiliyetine sahip bir uçak imal etmektir.
Bu
konuda imalatçinin yapabilecekleri;
¨
Bakım yapılabilirlik (maintainability) ve güvenilirlik
(reliability) özellikleri iyi olan bir uçak dizayn ve imal etmek suretiyle,
işleticiye yüksek ütilizasyon (kullanım) imkanı sağlayarak işleticinin gelirini artırmak ve
¨
İşletim giderleri (operating cost) düşük bir uçak dizayn ve
imal etmek suretiyle de işleticinin
giderini azaltmaktır.
Uçak
bakım ve onarım giderleri, doğrudan işletim giderlerinin (direct operating
cost) yaklaşık % 15-20 sidir. Uçağın ömrü boyunca (yaklaşık 25 yıl) yapılan
bakımları için sarfedilen toplam bakım gideri tutarı, uçağın satın alma
fiyatının yaklaşık 1-1,5 katıdır.
İmalatçı;
daha uçağın geliştirme safhasında onun bakım yapılabilme özelliğine göstereceği
ihtimam ve uçağın servise girişi ile sonrasında sağlayacağı iyi bir "
product support" vasıtasıyla işleticinin uçak bakım giderlerinin
azaltılması hususunda etkin olabilir.
Bakım
giderlerinin önemli bir paya sahip olması nedeniyle, bakım özelliği uçağın
dizaynını önemli derecede etkiler. Bir uçak dizayn edilirken; performans,
ağırlık, maliyet, güvenilirlik gibi diğer parametrelerin yanında "bakım
yapılabilirliği" (maintainability) hususunda erişilmeye çalışılan hedefler
şunlardır:
¨
Planlı bakım işleri en azda tutulmalı
¨
Plansız bakım işleri önceden bilinebilmeli
¨
Arıza giderme işlemleri basit olmalı ve süratle
yapılabilmeli
¨
Özel tool ve ekipmana duyulan ihtiyaç en azda tutulabilmeli
¨
Bakım gerekleri kantitatif olarak belirtilmeli (bakım
adam-saati, bakım süresi, dispatch reliability, yedek parrçalar, yer destek
ekipmanları)
¨
Komponentlere ve yapısal bölgelere kolaylıkla ulaşılabilmeli
4)
BAKIM
YAPILABİLİRLİĞİ ETKİLEYEN DİZAYN ÖZELLİKLERİ
Uçak
dizaynı sırasında dizayncı, birbirleriyle çatışan birçok hedefle karşı
karşıyadır. Bu nedenle, beklenen belirli görevi temin amacıyla optimize için
bazı seçimler yapmak zorunludur. Uzlaşma kaçınılmazdır. Bir dizaynın veya
ürünün değerlendirilmesi yapılırken, onun "bakım yapılabilirliği"
hususunda fikir yürütmeyi sağlamak üzere kullanılabilecek farklı parametreler
şunlardır:
¨
Ulaşılabilirlik (accessibility )
¨
Arızanın teşhisi ve giderilebilirliği
¨
Söküm / değiştirme
¨
Fonksiyonel guruplandırma
¨
Bakım kaynaklı hatalardan sakınma
¨
Servicing / ground handling
¨
Rigging / kalibrasyon / ayar
¨
Reliability / service life
¨
Önleyici / planlı bakım
¨
Tamir edilebilirlik
¨
Eğitim
¨
Self-contained instructions/labeling /identification
¨
Yer emniyeti / yaralanmayı önleme
¨
Parça ve assamble’lerin hadling’i
¨
Çevre / koruma (hassasiyet)
¨
Standardizasyon
¨
Interchangeability / replaceability
¨
Raf / depolama ömrü
¨
Korozyon önlemi
¨
Özel tool ve test ekipmanı
¨
Zonal maintainability
5) THY
Bünyesİnde Bulunan Bakım Mühendİslİk Müdürlüğü’nün Görevlerİ:
Türk
ve Uluslararası Sivil Havacılık kuralları, imalatçı önerileri ve ortaklık
talimatlarına uygun olarak Ortaklık filosundaki uçakların periyodik bakım /
revizyonları için tüm bakım, usul, program, talimat ve master kartlarını
hazırlatmak / yayınlatmak ve bunların uygulanmalarını izleterek
geliştirilmelerini sağlamak.
GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI :
1)
Ortaklık uçak filosundaki uçakların
periyodik bakım / revizyonları için gerekli tüm usul, program, talimat ve
master bakım kartlarının hazırlanması, yayınlanması ve güncelliğinin korunması
ile ilgili tüm çalışmaların gerçekleşmesini sağlamak.
2)
Periyodik Bakım Mühendislik
hizmetlerinin kompüterize sisteme dönüşümünü ve sistemin devamlılığını
sağlattırmak.
3)
MRB (Maintenance Review Board), MPD
(Maintenance Planning Document) ve OAMP (On Aircraft Maintenance Planning)
gibi, uçakların periyodik bakımları için imalatçı ve havacılık otoritelerinin
yayınladığı referans dokümanların ışığında, Ortaklık filosundaki her uçak tipi
için, THY A.O.’nun kendi MPD (Maintenance Planning Document / Bakım Planlama
Dokumanı) ‘lerini hazırlatarak Sivil Havacılık Otoritesi’nden onay almak ve
yürürlüğe koymak.
4)
Uçak periyodik bakımları için, Ortaklık
filosuna en uygun blok veya equalize bakım sistem politikalarını oluşturtmak.
5)
Master Bakım Kartlarının yayınlanması
ve güncelliklerinin korunmasını sağlatmak.
6)
Bakım Kartlarının uygulanmalarını
izleyerek içerik ve periyod yönünden geliştirilmelerini sağlamak.
7)
İmalatçı ile havacılık otoritelerinin
herbir uçak tipi ve periyodik bakım için verdiği interval değerlerinin ışığında;
Ortaklık filosunun sözkonusu bakımlarda zaman içinde kazandığı tecrübeyi
gözönüne alarak, periyodik bakımlar için yeni interval değerlerini belirletmek,
Sivil Havacılık Otoritesi’nden onayını almak ve Ortaklık içinde uygulanmasına
geçilmesini temin etmek.
8)
Uçakların periyodik bakımlarıyla ilgili
olarak, Atelye’nin bakım / revizyon tekniklerinin geliştirilmesi ve
problemlerin çözümü için gerekli Mühendislik çalışmalarını yaptırmak.
9)
Ünitesinin görevi ile ilgili konularda,
imalatçı firmaların, ulusal ve uluslararası Sivil Havacılık Otoritelerinin ve
çeşitli havacılık kuruluşlarının teknik yayınlarını ve revizyon servislerini,
Ortaklığın ilgili ünitesi yardımıyla temin ettirmek ve gerekli iç neşriyatı
hazırlamak / hazırlattırmak.
10)
Güvenilirlik ve arıza raporlarını
inceleterek, gerektiğinde herbir uçak tipi için periyodik bakımlarda ilgili
tedbirleri aldırmak.
11)
Periyodik bakıma alınan uçakların bakım
sürelerinin minimum olabilmesi, dolayısıyla uçuşta uçağın maksimum
tutulabilmesi amacına yönelik çalışmalar yaptırmak.
12)
Diğer Mühendislik Müdürlüklerince
değerlendirilen SB, SIL, AOL, CMM vb. Yayınlar tarafından veya ünitelerin
doğrudan kendisi tarafınfan istenilen (çatlak takibi vb..) tekrarlı bakım /
kontrol isteklerinin yerine getirilmesini sağlattırmak.
13)
Modifikasyonlarla bağlantılı periyodik
bakım işlemlerinin güncelliğini sağlattırmak.
14)
Uçak Periyodik Bakımı için, Atelye’ye,
gerektiğinde vardiyalı çalışma düzeninde Mühendislik desteği verilmesini
sağlamak.
15)
Periyodik Bakımları anlaşmalarla
Ortaklık sorumluluğunda olan müşteri uçakları ile ilgili bakım mühendislik
çalışmalarının yukarıdaki çerçevede ve anlaşmalara uygun olarak yürütülmesini
sağlamak.