Yaz mevsiminde doğaya baktığımızda yapraklarda tek bir rengin hakim olduğunu görürüz.
Bu rengin tonlarını bir tarafa bırakacak olursak, gözümüzle gördüğümüz tek renk yeşil olmaktadır.
Yapraklarda yeşil rengin oluşmasından sorumlu klorofil pigmentinin yanında, sarı rengin oluşmasından sorumlu
ksantofil, turuncu rengin oluşmasından sorumlu karoten pigmentleri ve hücre öz suyunda antosiyaninler bulunmaktadır. Antosiyaninler, pH değerinin durumuna göre farklı renklere yol açmakta olup, asidik ortamda turuncu-kırmızı,
nötr ortamda renksiz ve bazik ortamda mavi renk oluştururlar.
Ama saydığımız tüm bu diğer pigmentler, baskın olarak bulunan klorofil tarafından maskelenmiştir ve sonuçta yaz aylarında yapraklar yeşil görünmektedir. Sonbaharda,
bir taraftan havaların soğumasıyla, diğer taraftan kısalan günlerden dolayı güneş ışığının zayıflamasıyla
ağaçtaki besin üretimi durur. Besin gövdeye ve dallara doğru çekilir. Yaprak, aşama aşama
ölürken, klorofil parçalanır, renksiz maddeler haline geçer ve karetonidler yaprağı sarı renge büründürürler. Kırmızı ve mor renkler ise hücre özsuyundaki antosiyaninlerden ileri gelir.
Bu renkler kuvvetli ışık altındaki yapraklarda, şekerlerin varlığında oluştuğu zaman daha parlak olmaktadır. İşte bundan dolayıdır ki ılıman bölgelerde ağaçların yaprakları bir renk cümbüşünü andırmaktadır. Kurumuş yapraklar daha sonra ağacın dibine düşerek, sonraki ilkbahar da başlayacak yeni çevrim için toprağa besin sağlarlar.
Copyright © 2004 İnsan ve Bilim.com Her hakkı saklıdır. Burada
yayınlanan hiç bir makale,haber veya grafik sahibinin yazılı izni
olmadan kopyalanamaz, yeniden yayınlanamaz veya her hangi başka
bir şekilde kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Makale kaynağı
açık olarak belirtildiği takdirde link verilebilir.
Görüşlerinizi insan ve bilime yazabilirsiniz.
Sponsor olmak için insan ve bilime e-posta gönderebilirsiniz.
| |
|
|
|
|