Güneşli ,extra sıcak ,yapış yapış
bir yaz günüydü .Gaziantep de insanlar kendilerini ata cak gölge bir yer
bulmak için kıçlarını yırtadursun Ahmet çoktan bu olayı
halletmiş ve bi pasta hanenin önünde dondurmasını yalamakla uğraşıyordu
.Donrunmaya bir fil gibi saldırmıştı Ahmet. Dondurma da Algidanın en
eski dondurmalarından biri olan portakallı calippoydu.Callippo buzlu olduğu
için kolayca kayabiliyordu ağızda .Ahmet için bu,o sıcakta herşeyden
daha zevkli geliyordu. Callippo yu ağzına sokup çıkartıyor ,verdiği
serinlikle adeta mest oluyordu .Bu onu dünyadan
soyutlamıştı adeta ,bu ne zevkti böyle!! O dondurmasıyla uğraşa
dursun yıllar önce Almanya'dan göç etmiş Hans adında biri beyni sıcaktan
kafa tasına yapışmış bi vaziyette Ahmet'e doğru büyük adımlarla
yaklaşıyordu .Hans'ın boyu yaklaşık 2 metreydi ve sanki bi mağara adamını
anımsatıyor du. Ama acayip yakışıklıydı ve karizma doluydu !? Sanki
bir yakışıklılık abidesiydi Hans .Birden donrumayı iştahla yalayan
Ahmet'i önünde durdu ve çok seksi bi bakış attı. Bir iki saniye
bekledikten sonra koca sesiyle şöyle dedi:
Monomaniac
|
||