KUDUZ, AKLIMIZ KARIŞIYOR?

   Geçtiğimiz haftalarda İstanbul'da kuduz rapor edildi. Arkasından Dudulluda kuduz bir köpek tarafından ısırılan bir ilköğretim öğrencisi de kuduz nedeniyle öldü. Tüm ülke için utanç verici günler yaşandı. Basın ise hepsini öldürelim kurtulalım davulunu çalmaya başladı yine... (Çocukken bunu yaşadım iki kedim birden belediye tarafından zehirlenmişti, insan zor günler geçiriyor)

   Kuduz viral bir hastalık ve tedavisi yok ancak gelişmemiş ülkeler dışında da görülmüyor. Nedeni ise şanslı olmalarından değil bilimsel olarak bu hastalıkla mücadele etmiş olmalarından kaynaklanıyor. Ne yazık ki Türkiye bu konuda başarısız kalmış durumda

   Peki bu durumda ne yapılabilir? Kişisel olarak, evdeki dostlarımızın kuduz aşısını zamanında yaptırmalısınız.(Aynı şeyleri diğer aşıları için hatırlatmaya gerek var mı?)

   Eğer kendiniz şüpheli bir ısırık olayı ile karşılaşırsanız hemen sabun ile ve bol suyla yıkamalı, betadin poviod gibi dezenfektanlarla yarayı iyice tekrar yıkamalısınız. Daha sonra hemen Sultanahmet'deki kuduz hastanesine gitmelisiniz.(Tramvay durağının tam arkasında) eğer İstanbul dışındaysanız en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız. Tabii ki onların dediklerini harfiyen uygulamalısınız.

   Sizi ısıran hayvanı tanıyorsanız İ.Ü Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalına götürerek gözlem altına aldırmanızı tavsiye ederim.

   Kişisel olarak yapabileceklerimiz bunlarla sınırlı değil. Bilimsel olarak kuduz mücadelenin başlaması için yapılan kampanyalara destek vermeliyiz. Yüzyıllardan beri uygulanan itlafın çözüm etmediği ortada artık.

   Bu konuda belediyeler kilit bir rol oynuyorlar. Kısırlaştırma ile (erkek ve dişi hayvanların) sokak hayvanlarının sayısının kontrol altına alınması, aşılanması gerekiyor. Zannedildiği gibi zor bir şey değil. Özellikle erkek hayvanlar daha kolay ve ucuza kısırlaştırılıyor. Zaten zor şartlarda yaşayan sokak hayvanlarının(Şehir hayvanları daha güzel tanımlıyor onları) sayısını zaman içinde kontrol altına alacaktır. Ancak bu konu zaman içinde sulandırılmadan ciddi bir takip gerektiriyor. Bu hayvanların doğru düzgün aşılanmaları ve kimliklendirilmeleri ile takip edilmeliler. Eğer gelişmiş ülkelerdeki elektronik kimlikler pahalı ise tetavür yöntemi benimsenebilir. Tüm bu işler ne çok zor ne de çok pahalı. (Batan beş bankanın vergilerinizden milyarlarca doların kaybolmasına sebep olduğunu hatırlayın) Sadece biraz istek ve iş yapmayı gerektiriyor o kadar.

   Hepinize sağlıklı günler dileriz.

ana sayfaya